5 Haziran 2015 Cuma

ECO-DESİNG

    ECO-DESİNG
    Eco-design, ürünlerin çevreye olan etkilerini göz önünde bulundurarak üretim süreçlerini ve ürünleri tasarlamayı hedefleyen bir tasarım yaklaşımıdır. Ecodesign’ın en temel yaklaşımı, ürünlerin ekolojik ayakizinin hesaba katılması ve bu sorumluluk içerisinde üretime yaklaşmasıdır. Ecodesign, bir ürünün geliştirilmesinden tasarımına, pazarlanmasından satışına ve projenin idare edilmesine kadar olan bütün süreci kapsar.





Bir ürünün yaşam döngüsünü ve bunun etkilerini hesaplarken 3 temel nokta göz önünde bulundurulmalıdır. - Kaynakların tüketimi - Hava,su emisyonları ve bunların çevre ve insan sağlığına olan etkileri - Gürültü kirliliği gibi çeşitli diğer etkiler Ürünün oluşma sürecinin orta adımlarında ise göz önünde bulundurulması gereken en önemli konu ise üretim sürecindeki atıklardır. Atıklar iki kısımda ele alınır: - Üretim esnasında çıkan tehlikeli atıklar - Atıkların yayacağı metan emisyonu Temel olarak ecodesign’ın belirlenmiş kriterleri bu şekildedir. Daha ayrıntılı bir analiz için Çevereye Etki Analizi (Environmental Effect Analysis) kullanılabilir. Ecodesign konsepti oldukça yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Küresel ısınma ve karbodioksit emisyonunun artması sonucu led firmaları, üretim sürecinde bu yaklaşımı dikkate almış ve üretim tekniklerini buna bağlı olarak değiştirmişlerdir. Bunun yanı sıra yağmur suyu depoları gibi çalışmalarla su döngüsünün en verimli şekilde kullanılması amaçlanmıştır.

Hochschule für gestaltung

Hochschule für gestaltung

Otl Aicher (1922 – 1991) Alman bir grafik tasarımcısı. 1946 yılında Aicher Münih’teki Güzel Sanatlar Akademisi’nde heykel bölümünde okumaya başladı. 1953 yılında Inge Scholl ve Max Bill ile birlikte 1950’ler ve 1960’larda tasarım alanında Almanya’nın önde gelen eğitim merkezlerinden biri haline gelen Ulm Tasarım Okulu’nu (Hochschule für Gestaltung Ulm) kurdu ve burada dersler vermeye başladı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra da, 1954 yıllarında Almanya’nın Ulm kentinde endüstri dizayn eğitimi yapılmak üzere bir, “Biçimlendirme Yüksek Okulu” (Hochschulefür Gestaltung) açılmıştır. Bu okulun yönetimine eski Bauhaus’un öğretim üyelerinden olan, Max Bill getirilmiştir (Eti, 1971: 72). Ulm Tasarım Yüksek Okulu, Bauhaus düşüncesinin üzerine pedagojik açıdan, tasarım eğitimine bilimselliği katmanın yanı sıra Alman endüstrisiyle yoğun bir ilişki içine de girmiştir (Celbiş, 2009: 177).

Bauhaus’da olduğu gibi öğrenciler ortak ve zorunlu ilk sene sonunda beş uzmanlık alanından birinde eğitimlerine devam ediyorlardı. Bauhaus gibi etkili bir Alman okulu olan UHG, sanat ve teknolojiye kendine özgü bir yaklaşım sergiliyordu. Öncelikle UHG, tasarımcının koordinasyon işlevini üstlendiği bir savaş sonrası endüstrisine doğmuştu. Tasarımcıdan, maksimum verimlilik sağlamak için uzmanlarla işbirliği yaparak üretimin en çeşitli ihtiyaçlarını ve kullanımı, malzeme verimliliğini ve kullanıcının kültürel tatminini koordine etmesi bekleniyordu. Oysa Bauhaus, Gropius’un kendi deyişiyle sanatçılarla işbirliği yaparak tasarımda ortak bir payda bulmaya ve bir “tasarım bilimi” geliştirmeye çalışıyordu (Westphal, 1991: 39). Bu sebeple UHG’de tasarım eğitimi, Bauhaus’un “yaparak öğrenme” düsturunun yeni bilimsel araştırma yöntemleri ve savaş sonrası endüstri ilişkilerini göz ardı ettiği varsayılarak artık sanat tabanlı bir pratik olarak ayrıntılandırılmamaya başlandıSonuç olarak, 27müfredat daha çok bilim dersleriyle desteklendi. Benzer bir şekilde, ortak temel tasarım programı da sistematik bir yaklaşım ile yeniden kurgulandı. Ders içeriği, görsel deneyler (simetri ve topoloji algı ve öğretilerine dayanan iki ve üç boyutlu çalışmalar), atölyeler (ahşap, metal, plastik, fotoğraf v.b.), sunum (desen, yazı, dil, serbest el v.b.) ve yöntembilim (mantığa giriş, matematik, kombinatorik ve topoloji) gibi konulardan oluşmaktaydı. Nitekim okulun farklı yaklaşımında yöntembilim ve işlevsellik önemli birer öge olarak karşımıza çıkar. Bunun yanında teori ve pratik, %50 gibi bir oranda müfredatta dengelenmiştir (Jacob, 1988: 228).

POP ART

POP ART

Pop art, 1950’lerde, özellikle ABD ve İngiltere’de soyut dışavurumculuğa tepki gösteren genç sanatçıların 1960’larda bir akım haline getirdikleri sanat türüdür. İngiltere ve ABD’de değişik koşullarda ve birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır.
Marcel Duchamp’ın 20. yüzyıl başında hazıryapım nesneleri bağlamları nedeniyle sanat eseri olarak sunmuş olması, pop sanatçılarının popüler kültür imgelerini benzer bir motivasyonla sunmalarında etkili olmuştur.


İngiliz pop sanatı, Richard Hamilton’ın etkili olduğu bir dönemle başlar (1953-1957); Peter Blake,Roger Coleman gibi geç resimsel soyutlama tarzına yakın eser veren sanatçılarla devam eder (1957-1961), 1960’lardan sonra figüre geri dönülür.en sonunda pop art sanatı olur.
Amerikan pop sanatının ilk temellerinin soyut dışavurumculuk ile popüler imgeleri birleştiren Jasper Johns ve Robert Rauschenberg tarafından atıldığı söylenebilir. Sonrasında önemli sanatçılar arasında Andy WarholRoy LichtensteinClaes Oldenburg vardır. Popüler kültür imgeleri kişisellikten arındırılmış bir şekilde sunulur; örnek alınan modellerin anonim kimliklerinden çok uzaklaşılmaz.
Türkiye’de pop sanatı Andy Warhol akımıyla onun adını taşıyan stili ile ilk olarak izlerini bırakmaya başlamıştır. Fakat bu çizgiye sadık kalmak kaydıyla o çizginin dışına 2000’lerden sonra genç kuşak sanatçılar çıkmayı başarmış, çoğul ve renkli görünümlerin yerine daha sade ve net tekil renkler yerini almaya başlamıştır. Bu çizgiye çıkanlar çok ender sayılabilecek sanatçılardır. Pop sanatının ülkemizdeki tekil renk temsilcilerinden biri olan Ümit Bilgen (1979) alanında bir ilke imza atmış, siyah ve beyazın uyumunu bu sanata renklerin dışında uyarlamıştır. Sanatçı eserleri çoğul renklerden ziyade daha sade ve simetrik renkler olan siyah ve beyaza dönüştürmüştür. Bu anlamda Türkiye’de renk kombinasyonlarının çokça kullanıldığı stilden siyah beyaza uyarlanması ise oldukça sıradışıdır. Bu sıradışılık eserlerin farklılığında ve kullanılan materyalde kendini belli eder.

 



PENTAGRAM

    PENTAGRAM
    Pentagram design group, 1972'de Alan Fletcher, Theo Crosby, Kenneth Grange ve Bob Gill tarafından kuruldu. Pentagram design group farklı alanlardan tasarımcıların bir arada çalıştığı bir yapı getirdi. Pentagram, oldukça düz bir kuruluştu. Herkesin hisseleri eşitti. CEO, menajer veya yönetici pozisyonunda kimse yoktu.

    Bu eşitlik, her sene oluşuma yeni tasarımcıların davet edilmesiyle yenileniyordu. Tasarımcıların ne kadar süredir Pentagram'ın parçası olduğu bu eşitliği değiştirmiyordu. 1978'de Colin Forbes New York ofisini açtı. Daha sonra ise Londra ve Austin ofisleri de açıldı.



    Pentagram, grafik tasarım, mimarlık, iç mekan eşyaları vb. alanlarda çalışmalar yürüttü. Boots, Tesco, 3Com, Tiffanny, Nike ve Timex gibi firmalar için ürün ve ambalaj tasarımı yaptılar. Ayrıca Citibank için kart tasarımları yaptılar. Mimarlık üzerine de önemli çalışmalar yaptılar. Harley-Davidson müzesinin mimarisini Pentagram grubu üstlenmişti. Günümüze kadar aktivitesini koruyan tasarım grubu 2005te Amerika'da meşhur "The Daily Show"un set tasarımını yapmıştır. Hala merkez binaları Manhattan'da 204 Fifth Avenue'da bulunmaktadır.

ERGONOMI DESING GRUPPEN

ERGONOMI DESING GRUPPEN

1976'da kurulan bu tasarım stüdyosunun amacı, ergonomik ilkelere dayanan, güvenilir, emniyetli ve verimli tasarım araştırmaları yapmak ve geliştirmektir. 1960 yılında kurulan Designgruppen veErgonomi Design adlı iki tasarım bürosunun birleşmesinden doğmuştur.

Stüdyonun çalışmaları kullanıcı sistemlerinin, yani ürün ve kullanıcı ilişkilerinin analizi için gerçek boyda modellerle deneysel değerlendirmeler yapar. Ergonomi Design Stüdyosu tasarıma yaklaşımı şöyle anlatıyor;
 " Tasarım sadece dış görünüş değildir. Biçim, işlev ve ekonomidir. Dürüst ürün geliştirilmesi satışları arttırabilir, üretim maliyetini azaltabilir, yeni pazarlar açar ve kaliteli profilini geliştirebilir."




Şirketin kurucularından olan 1940 doğumlu Sven-Eric ve 1946 doğumlu Maria Benktzon özellikle kas becerileri ve bu bağlamda kavrama ve tutma eylemleri üzerine araştırmalar yaparak özellikle özürlülerle ilgili bir tasarım konusuna uzmanlaşmışlar.
Her ikisi de Kunstfackskolan'dan mezunudur. Tasarım bürolarını kurmadan önce S. Eric Juhlin, Gustavsberg seramik fabrikalarında in-house(grup içi/şirketiçi) tasarımcı olarak çalışmış Maria Benktzon da özürlülerle ilgili giyim tasarımı üzerine çalışmıştır. Bu tasarım grubunun bir çok projesi endüstriyel kuruluşların dışında, İsveç Çalışma Çevresi Fonu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Ulusal  Meclisi gibi resmi kuruluşlar tarafından da desteklenmiştir. Bu konuda çalıştıkları projelerden bazıları da kaza ve tekrardan kaynaklanan, kasılma ve sakatlanma riskini önleyen matbaa ve kaynak makineleridir. "Herkes İçin Tasarım" yaklaşımının öncülerinden olarak kabul edilen Maria Benktzon, "İnsan dikkatini çözülmemiş problemlere yoğunlaştırmalıdır" diyor. Bu ilke ile her tür insan eylemini optimize edilmiş gereçlerle daha kolay bir hale getirmeye uğraşıyor. "knork fork"(Resim:1)  adını verdiği bıçakla çatal arasındaki gereç bunlardan bir tanesi.

MEMPHIS GRUP

MEMPHIS GRUP

Memphis grup 1980 yılında son derece etkili bir ürün serisi oluşturdu İtalyan tasarımcı ve mimarlar oluşan. Bunlar zaman konformist bir yaklaşımla aynı fikirde ve ürünler konvansiyonel şekiller, renkler, dokular ve modellerini takip etmek zorunda fikir meydan okudu.
Memphis grup grubunun önde gelen üyelerinden 1981 One yılında kuruldu Ettore Sottsass Memphis 'Yeni Uluslararası Stil' tasarım çağırdı.
Memphis 1970'lerin kaygan, siyah keyifsiz tasarım karşı bir tepkiydi. Bu daktilolar, binalar, kameralar, arabalar ve mobilya kişilik ve bireycilik eksikliği görünüşteki tüm gibi ürünler ile minimalizm bir dönemdi.
Buna karşılık Memphis Grubu parlak, renkli, şok edici parçalar sundu. renkler koyu siyahlar ve Avrupalı ​​mobilya kahverengi tezat kullandık. Bugün tarihli ama zamanda dikkat çekici görünüyordu görünebilir. zevkli bir kelime normalde Memphis Grubu tarafından üretilen ürünler ile ilişkili değildir ama onlar kesinlikle zaman kırılma ground bulundu.
Bütün bu Memphis Grubu çok yüzeysel ama bu kadar gerçeği olduğunu önermek gibi görünüyor. Onların asıl amacı canlandırmak oldu Radikal Tasarım hareketi. grup tasarımı için yeni yaratıcı bir yaklaşım geliştirmek amacıyla.
11 Aralık 1980 tarihinde Scottsass gibi diğer ünlü tasarımcılar ile bir toplantı düzenledi. Bir tasarım ortak çalışılabilen kurmaya karar verdi. Bu adlandırılmış olacağını Memphis'Memphis Blues Again ile Mobile Inside Stuck' Bob Dylan şarkısı 'sonra. Tesadüfen Şarkı akşam boyunca defalarca oynadı olmuştu.
Memphis tarihsel kültür antik Mısır başkenti ve 'Elvis Presley' doğduğu oldu. Bu oldukça ironik oldu ama çok grup tarafından oluşturulan parçaların çoğu idi.
Aşağıdaki görüntü 'biridir Süper lamba tarafından oluşturulan ' Martine Bedine . Bu boyalı ve vernikli edilmiş metal yapılır.


grup, her üye tasarım önerileri oluşturmak için zaman vardı olurdu zaman 1981 yılının Şubat ayında tekrar bir araya karar verdi. Onlar ne zaman grubun karşılamak Üyelerinin yüz çizimleri üzerinde üretti, renkli, her cesur.
Onlar gibi hareketlerden ilham aldı Art Deco ve Pop Art , örneğin 1950 olarak stilleri Kitsch ve fütüristik temalar. Onların kavramlar tezat vardı bu yüzden 'İyi Tasarım' çağırdı.
grup mobilya yaklaştı ve toplu bunları devreye seramik firmaların tasarım kavramları üretir. 18 Eylül 1981 günü bir grup Milan Arc '74 showroom ilk kez çalışmalarını gösterdi. gösteri saatler, aydınlatma, mobilya ve dünyaca ünlü mimarlar ve tasarımcılar tarafından oluşturulan seramik sergiledi.
Aşağıdaki görüntü gösterir 'Carlton kitaplık' tarafından tasarlanan Memphis için Ettore Sottsass .




STUDIO ALCHIMIA

     STUDIO ALCHIMIA
     Stüdyo Alchimia mimar tarafından 1976 yılında Milano'da olan Alessandro Guerriero kurdu ve 1960'ların radikal hareketinin ortaya çıkmıştır.
       İlk olarak, endüstriyel tasarım sürecinin kısıtlamalardan bağımsız olarak deneysel bir galeri ve laboratuvar gibi, Stüdyo Alchimia planlanan tasarımlar etkili bir tasarım stüdyosu haline geldi. Üye dahil ettik Ettore Sottsass , Alessandro Mendini , Andrea Branzi , Paola Navone veMichele De Lucchi . Alchimia yaptığı düşünülen radikal sonrası tartışma forumu ve bir siyasi görüş uzaklaşmış. [1] adı altın veya gümüş içine baz metallerin dönüştürmeye çalıştı Ortaçağ simyacılar referans seçildi. İkinci Bu nedenle Alchimia gibi pressboard, kontrplak ve laminat olarak kasten ucuz malzemeler. [2] tasarım stüdyosu amacı duygusuz, işlevselci seri üretim benzersiz çekici şehvetli birey, karşı çıkıyorlar oldu. Bu nesneler kullanışlı olacak şekilde tasarlanmıştır olup olmadığını önemi yoktu.

"Ima yılında Bauhaus ironik Koleksiyonlar başlıklı Bau.Haus 1 ve 2 Bau.Haus 1978 ve 79 Alchimia plastik ve Bauhaus mobilya aşırı knallbuntem ile kışkırttı. 1980'lerde oldu yeniden tasarımı veya Banal Tasarım Mendini 'odak Alchimias. O gibi klasik mobilya tasarlanmış yeniden Marcel Breuer sandalye Wassily ve dekoratif süsler ve dekor ile sağladı. O da böyle renkli bayraklar, sivri ve oklar ya da renk ile mağaza lambalar veya demir gibi banal tüketim malları, dekore edilmiş ve aynı zamanda yeni tasarlanmış yüzeyler haptiklerinden. Hatta eski mobilya mevcut değişti "simya" ve yeni bir yüzey veya referans ile düzeldi. Örnekler Mendini divan dahil Kandissi veya koltuk Proust .[3]
Diğerleri arasında, 1970 ve 1980'lerin sonlarında önemli uluslararası tasarım grubu olarak Alchimia oldu ve çok sayıda sergiye olanForum Design 1980 yılında Linz temsil etti. [4]

1981 Ettore Sottsass gruptan ayrıldı ve az kritik tüketici grubunu kurdu Memphis .



ANTI-DESING

ANTI-DESING
Anti-design, 1966-1980 arası dönemde ortaya çıkmış bir tasarım akımı. Akım vurucu renkler, ölçüsüzlük (örneğin sizin içinde küçük kaldığınız devasa koltuklar) gibi kalıpların dışına çıkan tasarımlarla eserlerini ortaya koymuştur. Mimarlık alanında bu dönem "Radikal Tasarım" dönemi olarak da geçer. 
   Bu hareket, avant-garde tasarımcılarla estetikte mükemmellik arayan modernistlere bir tepkiydi. Aslında bu akım tamamiyle tasarımlarda olan tatminsizlik hissiyle ortaya 1950'lerde çıkmıştı fakat 1966'ya kadar literatüre girmedi.
    Ettore Sottsass bu hareketin öncülerindendi ve hareketin isim yapmasında önemli rol oynadı. Sottsass ve arkadaşları bütün fikirlerini mobilya prototipleri üreterek, tasarım parçaları ortaya koyarak ve manifestolar yayınlayarak yaymayı amaçladı. Ne kadar bu çağrıların ve çalışmaların tüketiciyi etkilemek amaçlı olduğu sanılsa da asıl amaç insanların mobilyalar üzerine düşünmesini sağlamaktı.Anti-art dünyada bir sanat akımı olarak kabul görmektedir. Anti-art genel olarak Marcel Duchamp ve filozof Roger Taylor ile özdeşleştirilir. Anarşist sanat olarak adlandırılır.

      

     Sanatçının yaratıcı kişiliğine, kültürel birikimine ve doğal yeteneğine yöneltilen saldırılar ya da bir sanat yapıtının oluşturulmasında harcanan çabanın yersiz bulunması karşı-sanat kavramından kaynaklanır. Yaratıcılığın yalnızca sanatçıya özgü olmadığını ve herkeste bir yaratıcılık olduğunu savunan görüşler de bu bağlam içinde değerlendirilebilir. Geneksel sanat kavramlarına , geleneksel sanata , sanatçı kavramına , geleneksel sanatsal standartlara , yüksek sanat değerlendirmesine , sanat piyasasına , sanatta bireyciliğe , sanatta globalliğe , bir meslek olarak sanata , sanatın toplum üzerinde baskı kurmasına , sanat ile hayat arasındaki ayrıma karşı çıkmıştır.Vico Magistretti (1966),Enzo Mari (1969) , Piero Gilardi (1967),Ettore Sottsass (1966) gibi sanatçılar bu akımdan etkilenmişlerdir.




Anti-Art
·         -Geleneksel sanat kavramlarına,
·         -Geleneksel sanata,
·        - Sanatçı kavramına,
·         -Geleneksel sanatsal standartlara,
·         -“Yüksek sanat” değerlendirmesine,
·         -Sanat piyasasına,
·         -Sanatta bireyciliğe,
·         -Sanatta globalliğe,
·         -Bir meslek olarak sanata,
·         -Sanatın toplum üzerinde baskı kurmasına,
·         -Sanat ile hayat arasındaki ayrıma karşı çıkar.
·         -Anti sanatçılar, sanat piyasasına karşı oldukları için, sanat eseri olarak satılamayacak ürünler verme yolunu seçer.
·         - Anti sanat zamanla sanat dünyası tarafından sanat olarak kabul gördü. Ama günümüzde de Duchamp’ın hazır objelerini sanat olarak kabul etmeyenler var. Bunlara ise anti-anti-sanatçılar deniyor.
·         - İlk anti sanat olarak kabul edilen Dadacılık, Avrupa çıkışlı bir akım olmasına ve 1916-1922 arasına tarihlenmiş olmasına rağmen, 1950’lerde ABD’de Neo Dada ile, 1960’lar ve sonrasında ise Happenings, Performans Sanatı ve Kavramsal Sanat ile etkileri çok uzun sürmüş bir akım/felsefedir.